Gülbahar SÜNGÜ – DEM Parti Kahta İlçe Başkanlığı, 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüyle ilgili bir basın açıklaması yaparak adalet talebinde bulundu. Parti adına açıklamayı yapan Yönetim Kurulu Üyesi Zehra Yanardağ, Narin’in ölümünün münferit bir olay olmadığını, çocuklara yönelik suçların yaygın bir sorun haline geldiğini belirtti.
Kahta’da Mustafa Kemal Caddesi’nde toplanan DEM Partililer, “Narin’e uzanan eller kırılsın” ve “Jin, Jiyan, Azadi” sloganları eşliğinde bir yürüyüş gerçekleştirdi.
“Narin’in Ölümü Organize Bir Cinayet”
Yanardağ, 19 gün süren arama çalışmalarının ardından Narin’in cenazesine ulaşıldığını büyük bir üzüntüyle öğrendiklerini ifade etti. Cenazenin daha önce üç kez aranan dere yatağında bulunmasının, yetkililerin ihmalkârlığını gözler önüne serdiğini belirten Yanardağ, “Narin Güran’ın ölümü, çocuklara yönelik suçların ne kadar kolay işlenebildiğini gösteriyor” dedi. Ayrıca, kayıp çocuklar meselesinin Türkiye’nin en yakıcı gündemlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, Narin için adaletin sağlanması adına şeffaf ve etkin bir soruşturma yürütülmesi çağrısında bulundu.
“Çocuklar Üzerindeki Şiddet Normalleştiriliyor”
Yanardağ, kadın ve çocuk düşmanı politikaların, fail koruyan cezasızlık anlayışını normalleştirdiğini vurguladı. Narin’in ölümüyle çocukların maruz kaldığı şiddet ve istismarın daha görünür hale geldiğini belirtti. Özellikle Kürt bölgelerinde, çocukların şiddetin hedefi haline getirildiğini ve toplumun bu kayıplara alıştırılmaya çalışıldığını ifade etti.
“Adalet Talebi ve Dayanışma Çağrısı”
Basın açıklamasında, çocuk ölümlerinin politik bir mesele olduğu ve Narin’in ölümünün faillerinin cezalandırılması için mücadelenin süreceği vurgulandı. Yanardağ, “Narin için adalet sağlanana kadar dayanışmamızı sürdüreceğiz” diyerek kadın ve çocuk örgütlerini de bu mücadeleye katılmaya çağırdı.
Yanardağ’ın açıklaması şöyle:
“Narin Güran’ın tam 19 gün süren arama çalışmalarından sonra yaşamını yitirdiğini büyük bir üzüntüyle öğrendik. Narin’in cenazesinin 3 kez aranan dere yatağında bulunması iktidarın ve yetkililerin bu konudaki zafiyetinin ve sorumsuzluğunun ispatıdır. 8 yaşındaki Narin’in ölümü münferit bir olay değil 20 haneli ve herkesin birbirini tanıdığı bir köyde organize işlenen bir cinayettir. Yastayız ancak isyandayız da!
Narin’in ölümü aslında çocuklara yönelik suçların nasıl da kolayca işlenebildiğini açık bir biçimde göstermektedir. Kadın ve çocuk düşmanı AKP- MHP rejiminin failleri koruyan cezasızlık politikaları şiddeti normalleştiriyor. Narin tam da bu yüzden iktidar bloğunun failleri koruyan cezasızlık politikaları ve erkek egemen zihniyetin sonucu öldürüldü.
Kayıp çocuklar ülkenin en yakıcı gündemlerin başında gelmektedir Bugün Türkiye’de kayıp çocukların sayısını bilmiyoruz. Devlet 8 yıldır kaç çocuğun kaybolduğuna dair verileri paylaşmıyor! 6 şubat depremlerinden sonra kaybolan 38 çocuğun ise akıbeti hala belli değil.
Özel savaş politikalarıyla bir laboratuvar haline getirilmeye çalışılan Kürdistan’da çocuklar her türlü şiddetin ve istismarın hedefinde. Çocuklar ya zırhlı araçlarla ya da ortalığa saçılan savaş mühimmatlarıyla katlediliyor. Toplum olarak çocukların kaybına alıştırılmak isteniyoruz ancak bunu asla kabul etmeyeceğiz.
Narin Güran’ın faillerinin bulunması ve cezalandırılmaları için ivedilikle etkin ve şeffaf bir soruşturma yürütülmelidir. Tüm soruların ve şüphelerin aydınlığa kavuşturulması gerekmektedir. Narin Güran’ı saygıyla anıyor bu suça ortak olan herkes hesap verene kadar mücadele edeceğimizin sözünü veriyoruz. Narin için adalet sağlanana kadar başta çocuk ve kadın kurumları olmak üzere tüm halkımızı dayanışmaya davet ediyoruz. Bizler jin jiyan azadî felsefemizle kirli ittifakların çocuk düşmanı politikaları karşısında çocukların özgür ve güvenli bir evrende yaşamaları için yeni bir yaşamı inşa edeceğiz.
Çocuk ölümleri politiktir.
Çocuk yaşam özgürlük.”
